Aðalsteinn Guðmundsson, İzlanda'nın havasından, suyundan, yağmurundan etkilenmiş yine ve 2009 yılında Rhythm Of Snow ve Will I Dream During The Process albümlerinden sonra Yagya aliası altında 3. albümünü çıkarmış. Müzikte doğallığın en güzel yansımalarından birisi olan Rhythm Of Snow (evet gerçekten kar altında dinlemek müziğe müthiş bir klip etkisi yapıyor), ve rüya parçaları WIDRtP ardından İzlandaca "yağmur" anlamında gelen "Rigning" albümünü yapmış. 10 tane farklı yağmurcuktan oluşuyor albüm. Her birisi İzlandaca numaralanmış. Albümün sayesinde en azından 10'a kadar İzlandaca saymayı biliyoruz artık. Sayalım bu arada: Einn, Tvö, Brjú, Fjórir, Fimm, Sex, Sjö, Átta, Níu, Tíu. (Yazması zor, ama okunur ki bunlar)
Normalde çok fazla İzlanda aşığı değilimdir. Bir gün kesin gideceğim; evimi, barkımı satıp oraya yerleşeceğim modunda çığlıklar atan insanları da son derece antipatik buluyorum (çoğu mum ve sigur ros sonrası yamulan tiplerdir zaten, git hele bir de götün donsun hele). Şimdi anlatacağım albüm bence az önce bahsettiğim grupların dahi önüne geçiyor benim için. Ancak diğerleriyle ortak olan tek bir noktası var, o da huzur. Huzur olmazsa olmazı bu albüme de yedirilmiş (İzlanda'nın rtük'ü huzur herhalde, olmadı mı yayınlamıyorlar albümleri, izlandalı bir metal grubu var mı ki sorarım sizlere).
Yağmur sadece dışarıda yağan bir doğa olayı değildir, yağmur her yerdedir. (Mahmut hoca tiradına bağladım ama gerçekten öyle) Nerede yağmasını istiyorsanız yağmurun, bu albüm her ortamın Mikail'idir işte. Duvar sıvalarının akması umrumuzda mı, otobüs camlarının damlalarla boyanmasından ya da iliklerimize kadar suyu çekmiş olmaktan her defasında bilerek şemsiyeleri küstürerek.
Daha ilk şarkıdan şırıl şırıl başlıyor albüm. Çok fazla rahatsız etmeyen hafif beatlerle, atmosferik bir ambient çizgisinde, yağmur sesini de perküsyona ekleyerek albüm ilerliyor. Her bir yağmur ayrı bir zaman diliminde kaydedilmiş, karakteristik bir yağmur parçası gibi. Geceleri uyumadan birkaç doz almadan rahat edemiyorum. Her gece, her gece, her gece. Kafamı kazıtmıyorum, çin işkencesine dönmesin diye, sırılsıklam oluyorum yatakta. Boğulmaya yakın uykuya dalıyorum. Bu albümü böyle yaşıyorum. Fazlasıyla samimi ve doğal bir albüm çünkü. Olduğu gibi görünen ya da göründüğü gibi olduğu için.
Not: Kişisel favorim Brjú.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder